top of page
Avukat

Konsolosluk Görevlileri ve Nato Personellerinin Yargı Bağışıklığı


Yargı Bağışıklığı
Yargı Bağışıklığı

Kavramsal olarak yargı bağışıklığı; ülkeler bazında yargı yetkisinin sınırlandırılmasıdır ve bu sınırlama kişileri ve devletlerin yargılama yapamayacağı hususları ifade etmektedir. Devletlerin ülke sınırları içerisindeki yargı hakkına ilişkin sınırlamalardan yabancı ülke temsilcilerini ve bunlar içerisinde de bilhassa konsolosluk görevlilerini ve NATO personellerini inceleyecek olursak;


Konsolosluk görevlileri devletlerin, yabancı devletlerde ticari çıkarlarını ve uyruklarını korumak adına görevlendirdiği kişilerdir. Konsolosluklar devletin bir organıdır, geçici nitelikte değildir ve belirli alana özgü yetkileri bulunmaktadır bu yüzden de diplomatik temsilcilerden farklı olarak daha dar anlamda yargı bağışıklığına sahiptirler. Genel olarak dar kapsamdaki bu bağışıklık resmi görevin yerine getirilmesi sırasında ve resmi görevle ilgilidir. Konsolosluk görevlilerinin yargı bağışıklıkları 1963 tarihli Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana sözleşmesinde düzenlenmiştir. Bu sözleşmeye göre konsolosluk görevlileri Devlet’in adli ve idari yargısına resmi görevlerinin ifası sırasında işledikleri fiillerden dolayı tabi tutulmazlar. Bu görevliler açıkça veya zımnen gönderildikleri Devlet’in vekili sıfatıyla akdedilmedikleri bir sözleşmeden doğan durumlarda ve kara, hava ve deniz taşıtlarının vermiş oldukları zararlardan doğan sorumluluktan dolayı üçüncü kişilerin açmış oldukları hukuk davalarında bağışıklıklarından söz edilemez. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında anlaşıldığı üzere bu dokunulmazlık ve bağışıklıklarla konsolosluk çalışanlarının konsolosluk faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte sözleşmenin 41. maddesinde de değinildiği üzere ‘’Konsolosluk memurlarının tutuklanmaları veya göz altına alınmaları, ancak, ağır bir suç halinde ve yetkili adli makamın kararı ile olur.’’ Bu tutuklama ve göz altına alınmalarda dikkate alınacak husus ise yine bu kişilerin konsolosluk işlemlerini yerine getirmelerini en az şekilde etkilemesidir bu yüzden mümkün olunan en kısa sürede bu işlemlerin nihayete erdirilmesidir. İlave olarak konsolosluk mensupları adli ve idari davalarda tanıklığa çağırılabilirler fakat tanıklıkta bulunmaları için bir zorlama yapılması veya müeyyide uygulanması mümkün değildir. Son olarak KİHVS’nin 45’inci maddesi gereğince gönderen devletin bu söz konusu bağışıklıklardan vazgeçebilmesi mümkündür.


Yargı bağışıklığındaki başkaca düzenlemede NATO personelleri açısından söz konusudur. NATO personellerinin ve sivil unsurlarının gönderildikleri taraf ülkelerdeki hukuki statüleri ve yargı bağışıkları Kuzey Atlantik Antlaşması’na Taraf Devletler Arasında Kuvvetlerin Statüsü’ne Dair Anlaşma’nın 8’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu kişiler kabul eden devlette görevlerinden hariç bir hususta ya da ihmalleri neticesinde zarara sebebiyet verecek olursalar kabul eden devlet bu iddiaları gözden geçirir ve hakkaniyet kuralları çerçevesinde adil bir şekilde tazminat miktarı belirler ve bunu bir rapor şekilde gönderen devlet yetkili makamlarına iletir. Eğer gönderen devlet ödeme yapmayı kabul ederse ve bu karşı tarafça kabul edilirse devlet bizahati ödemeyi yapar, kabul eden devleti de bu konuda bilgilendirir. Bu ödeme yapılmadığı devletçe kabul eden devletin yargı hakkı mevcuttur. NATO araçlarının da görev dışında kullanılmasında da aynı hususlar geçerlidir. İhmalin ya da zarar verici eylemin görev ile ilgili olup olmadığı hususunda iki devlet arasında bir ihtilaf meydana gelecek olur ise seçilecek bir hakem tarafından bu konu neticeye bağlanır. Yine 8’inci madde çerçevesinde NATO personelleri görevleriyle ilgili olsun olmasın medeni yargıdan bağışık sayılmamaktadırlar fakat görevleriyle ilgili bir konuda vermiş oldukları bir zarar sonucunda bu zararı karşılamaları noktasında bir hüküm verilse dahi bunun icrası mümkün olamaz.

55 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page