Yabancı ülkedeki kişilere yapılacak tebligat, esasında yabancılar ve Türk vatandaşı olmalarına göre farklılık arz eder. Yabancı memleketteki Türk vatandaşları bakımından daha özel alternatif bir usul öngörülmüştür. (1) Bu yolla yapılacak tebligatta ilk önce uluslararası sözleşmelerin uygulanması değil, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uygulanarak gerçekleşir. (2) Çünkü söz konusu yöntem tebligatın daha kolay ve kısa süren bir yoldan yapılmasını sağlar. Yurtdışında bulunan Türklere yapılacak tebligatta tabi olunan hükümler 7201 sayılı kanunun 25/a maddesinde düzenlenmiştir. (3) O halde evvela ilk önce bu hükümlere tebligat gerçekleştirilecek bununla bir sonuç alınmazsa o halde 1965 tarihli La Haye sözleşmesinin tebligat usulü işletilecektir.
Tebligat Kanunu madde 25/a’ya Göre Tebligat
7201 sayılı Tebligat Kanunun 25/a maddesi başka ülkede bulunan Türk vatandaşlarına (4,5) yapılacak tebligatı düzenlemiştir. Bu usule göre tebligat yapılacak muhatabın evvela Türk vatandaşı olması gerekir. (6) Şayet Türk vatandaşı olmayan bir kimseye bu kanun hükümlerine göre bir tebligat yapılmışsa yapılan tebligat usulsüz tebligattır. (7) Bu sebeple de muhatabın Türk vatandaşlığına haiz biri olduğunu tebligatı gönderecek merciinin belirtmesi gerekir. (8) Çünkü muhatabın adı Türkçeye yabancı bir isim olurken Türk vatandaşı olması yahut adı Türkçe bir isim olurken Türk vatandaşı olmaması (9) gibi durumlar mümkün olabilir. Bu gibi durumlarda karşılılıkların yaşanarak usulsüz tebligata mahal vermemek maksadıyla tebligatın yapılmasını isteyen merciinin gönderdiği evrakta Türk vatandaşı olduğunu belirtmesi gerekir. Yargıtay da bu yönde verdiği bir kararında Türk vatandaşlığından çıkmış Almanya’da ikamet eden kişiye m.25/a’ya göre tebligat yapılmasını doğru bulmayarak yabancılara yapılacak olan tebligat usullerine tabi olduğunu belirterek kararı bozmuştur. (10)
Başka ülkede bulunan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligat evrakı konsolosluk veya büyükelçilik (11) binasına geldiği vakit tebligat muhatabın adresine yapılmaz. (12) Tebliğ edilecek olan evrakı tabiri caizse konsolosluk veya elçilik alıkoyarak muhataba bir bildirimde bulunulur. Bu bildirimi ise o ülkenin izin verdiği yasal usullerine göre yapar. (13) Hal böyle olunca bildirimin o ülkenin yasal mevzuatının izin verdiği ölçüde muhataba yapıldığının belgelendirilmesi gerekir. (14) Çünkü bildirimin içerisinde konsolosluk veya büyükelçilikte bulunan tebligatın içeriğinin ne olduğu hangi makam tarafından gönderildiği gibi bilgilerin yanı sıra 30 gün içinde gelip tebligatı almazsa ya da gelir de tebligatı almaktan imtina ederse tebligatın yapılmış sayılacağı yer alır. (15)
Bu durumda bildirimi alan kişi üç şekilde davranabilir:
- Muhatap bildirimi aldıktan sonra konsolosluk ya da büyükelçiliğe gelerek tebligatını teslim alabilir, gelip aldığı tarih tebligatın yapıldığı tarih olarak belirlenir. (16)
- Muhatap bildirimi aldıktan sonra konsolosluk ya da büyükelçiliğe gelerek tebligatı almayabilir, bu halde de gelip almadığı tarih tebligatın yapıldığı tarih olarak belirlenir. (17)
- Muhatap bulunduğu ülkenin yasal mevzuatı izin verdiği ölçüde bildirimi olmuş olmasına rağmen konsolosluk veya büyükelçiliğe gelmeyerek tebligatı almayabilir, bu durumda da bildirimin yapıldığı tarih başlangıç olmak üzere otuzuncu günün sonu tebligatın yapıldığı tarih olarak belirlenir. (18)
Tebligat Kanunu m.25/a’ya göre yapılacak tebligatta muhataba bildirimin ulaşmış olması tebligat işleminin nihayete erdirilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. (19)
Lakin söz konusu bildirim o ülkenin yasal mevzuatı çerçevesinde olacağından bildirimin muhataba ulaşamama sorunları gündeme gelebilmektedir. Bu ihtimallerin vücut bulduğu uyuşmazlıklar Yargıtay kararlarına konu olmuştur.
Yargıtay önüne gelen bir uyuşmazlıkta kararında muhatabın bulunduğu ülke olan New York düzenlemelerine göre postanede bulunan evrak kişinin adresine gönderilmeyerek kişinin bizzat almasına yöneliktir. Bu çerçevede de muhatap postaneye gidip bildirimi almadığı için postane tarafından evrak konsolosluk ya da büyükelçiliğe iade edilmiştir. Yargıtay tarafından verilen hükme göre bu durumun tebligatın yapılamadığını gösterir denilmiştir. Aynı zamanda m.25/a’ya göre yapılamayan tebligat sonucunda nasıl bir usul takip edilmesi gerektiği de belirtilmiştir. Buna göre o ülkenin 1965 tarihli La Haye Sözleşmesine taraf olup olmadığı belirlenerek bu usullerle tebligatın yapılması gerektiğine hükmetmiştir. (20)
Yargıtay bir başka kararında da Fransa’da yaşayan Türk vatandaşı muhataba tebligat için evrakın Fransa Başkonsolosluğuna gönderildiği ancak konsolosluk tarafından tebligatın gerçekleştirilip gerçekleştirilemediğine dair bir dönüt verilmemiştir. Bu sebeple de mahkemenin tebligatın akıbetinin öğrenmesi gerektiğine karar vermiştir. Tebligat hakkında bir bilgi alınamıyorsa muhataba yine 7201 sayılı kanunun m.25/a maddesine göre tebligat yapılması gerekir diyerek bozma kararı vermiştir. (21)
Sonuç olarak tebligat yapılacak olan Türk vatandaşının bulunduğu ülke konsolosluk veya büyükelçiliğe ulaşan tebligat hakkında yapılan bildirimin muhataba yapıldığının belgelenmesi gerekir. Bu belgelemeyle artık tarafın kötü niyetli olarak tebligatı gelip almaması ya da hiç gelmemesi halleri tebligatın yapılmış sayılmasını engellemez aksine m.25/a ile 30 günlük bildirim süresinin dolmasıyla ( gelip almadığı an ile) tebligat yapılmış sayılır. Bu da bu kötü niyetliliği önleyici, tebligat işleminin uzamasını önleyici ve haliyle yargılamaların makul sürede tamamlanabilmesini sağlar.
Türk Resmi Memurlarına Tebligat
Tebligat Kanunu madde 27; “Yabancı bir memlekette resmî bir vazife ile bulunan Türk memurlarına tebligat, Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla yapılır.”
“Resmî görevle yabancı ülkede bulunan Türk memurlarına 38 inci maddenin birinci fıkrası veya 43’üncü madde hükümlerine göre tebliğ yapılır.” (Tebligat Yönetmeliği madde 46)
Tebligat Yönetmeliği’nin 46. maddesinde yurtdışında resmî görevde bulunan Türk resmî memurlarına yapılacak olan tebligatı düzenlemiştir. Buna göre yabancı ülkede resmî görevde bulunan yapılacak tebligat Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla yapılabileceği gibi yabancı ülkede bulunan Türk vatandaşlarına yapılan tebligat usulüne göre de yapılabilir. (22)
Türk Askerî Şahıslarına Tebligat
Tebligat Kanunu m.27/2 hükmü gereği; “Yabancı memleketlerde bulunan askerî şahıslara yapılacak tebligat bağlı bulundukları Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Kumandanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı vasıtasıyla yapılır.” Bu komutanlıklar, yapılacak tebliğ evrakını, muhatap askerî şahsın bulunduğu yabancı ülkedeki birlik veya müessese komutanı veya amirine gönderir. Tebligatı, kıta komutanı ya da müessese amiri yapar. Bir müessese yoksa tebligatı en yakın amir yapar. Eğer bu durum söz konusu değilse tebligatı, Kara, Hava, Deniz Komutanlıkları ya da Jandarma Genel Komutanlığı tarafından Dış İşleri Bakanlığı’na gönderilir ve bu şahıslara tebligat, yabancı ülkedeki Türk vatandaşlarına yapılacak tebligat usulüne göre yapılır. (23)
İlanen Tebligat (Yurtdışındaki Türklere)
Yurtdışında oturan yabancı ya da Türk hakkında ilânen tebligat, eğer varsa ilgili uluslararası sözleşme çerçevesinde yapılır. Eğer sözleşme çerçevesinde ilânen tebligat ya da yabancı devlet ile Türkiye arasında bir sözleşme yoksa Tebligat Kanunu madde 28/3 ve Yönetmeliğin 49/2. maddesine göre yapılır. (24) Buna göre; yurt dışında bulunan muhatap eğer Türk vatandaşı ise ve adresi meçhul ise, bu halde muhatabın yurt dışında bulunduğu ya da bulunması ihtimal dahilinde olan yabancı ülkedeki bir gazete vasıtasıyla ilân yapılabilir. (25) Muhatabın yurtdışında olduğu biliniyor ancak adresi meçhul ise bu durumda, bulunduğu bilinen son yabancı ülkedeki dış temsilcilik vasıtasıyla adres araştırması yapılmış ancak adres tespit edilemiyorsa ilânen tebligat yapılır. İlânen tebligat yurt dışı temsilciliklerimiz tarafından yapılmaktadır. Yurt dışındaki Türk vatandaşına yapılacak ilânen tebligat, Türkçe yapılması gerektiğinden, öncelikle Türkiye’de yayın yapan ve yurt dışında da Türkçe yayın yapan bir gazetede ilân yapılması gerekecektir. (26)
Yurtdışındaki Türklere yapılacak tebligat evvela m.25/a’ya göre yapılmalıdır. Bu usule göre tebligat gerçekleştirilemiyorsa o halde 1965 tarihli La Haye Sözleşmesindeki usuller takip edilerek tebligat yapılmalıdır. Bu yol ile de tebligatın gerçekleştirilmesi mümkün değilse o halde Tebligat Kanunun 28. maddesi gereğince muhatabın yurtdışındaki bilinen son adreslerinde yayımlanan Türkçe bir gazetede Konsolosluk aracılığı ile ilân yapılması ve sonrasında ise tebliği istenen evrak ile ilâna ilişkin gazete suretlerinin, muhatabın son bilinen adresine iadeli taahhütlü posta ile gönderilmesi gerekir. (27)
TEBLİGAT KANUNU M.25/A İle 1965 TARİHLİ LA HAYE SÖZLEŞMESİNİN 10.MADDESİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesinin son fıkrasındaki düzenlemenin, 1965 tarihli Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinde yer alan doğrudan tebligat (28) yöntemi ile karıştırılmaması gerekmektedir.
Tebligat Kanunu m.35/a-son ‘’ Bu maddeye göre kazaî merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir.’’
Sözleşmenin 10.maddesi ‘’Tebligatın yapılacağı Devletin itirazı olmaması kaydıyla, işbu sözleşme;
a) Yabancı memleketlerdeki şahıslara adlî [belgelerin doğrudan posta kanalıyla gönderilmesini, b) Vesikanın mercii olan Devletin salahiyetli adlî memurlarının veya düğer şahıslarının, muhatap Devletin salahiyetli 'memurları veya şahıslar aracılığıyla doğrudan doğruya tebliğinin yapılmasının serbestisini,
c) Adlî dâva ile ilgili herkesin, muhatap Devletin salahiyetli adlî memurları veya 'diğer şahısları marifetiyle doğrudan doğruya tebligat muamelesine tevessül edilmesini engellememektedir.’’
1965 tarihli Sözleşme uyarınca kabul edilen yöntemlerden biri olan doğrudan tebligat usulüne (m. 10) Türkiye tarafından çekince konulmuştur. (29, 30) Bu tür tebligatlar, merkezi makamlar ve dış temsilcilikler aracı kılınmaksızın doğrudan posta yoluyla adli makamlar tarafından muhataba yapılmaktadır. (31) 25/a maddesindeki değişiklik ile ise, yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşlarına tebligat, kazaî merciler tarafından doğrudan Türkiye’nin ilgili dış temsilciliğine gönderilecek, dış temsilciliğimiz ise muhataba tebligatı yapacaktır. (32) Dolayısıyla,
Sözleşme’nin 10’uncu maddesinde vatandaşlık sınırlaması yapılmamışken, Tebligat Kanunu’nun 25/a-son maddesi uyarınca tebligat sadece Türk vatandaşlarına yapılabilir. Sözleşme’nin 10’uncu maddesinde benimsenen yöntemin, Kanun’un 25/a-son maddesinde belirtilen yöntemden daha kısadır. (33) Ancak, Tebligat Kanunu’nun 25/a-son maddesi, Sözleşme’nin 10’uncu maddesinin uygulanmasının önünde engel değildir. Şartların bulunması halinde yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarına da doğrudan 10’uncu madde uyarınca tebligat yapılması mümkündür. (34)
Başka bir ülkede bulunan kişilere yapılacak tebligat milletlerarası tebligattır. Tebligatın da şekli ve usuli bir işlem olmasından mütevellit başka bir ülkeye gönderilecek tebligat, ülkelerin egemenlik alanlarına müdahaleyi içerir. Bu sebeple de ülkeler arasında ikili ya da uluslararası nitelikte adli yardımlaşma sözleşmeleri yapılmıştır. Türkiye’nin taraf olduğu iki tane uluslararası adli yardımlaşma sözleşmesi vardır. Bunlardan biri 1954 tarihli L Haye Sözleşmesi olup tebligatla birlikte istinabe de düzenlenmiştir. Diğeri 1965 tarihli La Haye Sözleşmesidir. Bu sözleşme sadece tebligata ilişkin hükümler içerir. Hem 1954 tarihli sözleşmeye hem de 1965 tarihli sözleşmeye taraf olan iki akit devlet arasında 1965 tarihli sözleşmenin 22.maddesi gereği 1965 tarihli sözleşmenin uygulanacaktır.
Milletlerarası tebligatta yurtdışında bulunan muhatabın yabancı veya Türk olmasına göre bir ayrım yapılması gerekir. Yabancıya yapılacak olan tebligat, 1965 tarihli La Haye Sözleşmesinin hükümlerine göre yapılır buna göre tebligat göndermeye yetkili makam tebligat evrakını yabancının bulunduğu ülkedeki merkezi makama gönderir. Merkezi makam da kendi hukukuna göre tebligat işlemini gerçekleştirir. Ayrıca tebligat işlemini gerçekleştirip gerçekleştirmediğine dair bir içerikte tebliğ tasdiknamesi hazırlar. Bu tasdiknameyi doğrudan tebliğ isteğinde bulunana gönderir. Bu basit usul yanında ülkeler konsolosluk ya da büyükelçilik vasıtasıyla tebligat yapmakta serbesttirler.
Yurtdışında bulunan Türk vatandaşları açısında Tebligat Kanunu m.25/a ile özel alternatif bir usul getirilmiştir. Bu hüküm özel bir düzenleme olması, daha kolay ve hızlı olması sebepleriyle 1965 tarihli La Haye Sözleşmesine göre daha öncelikli uygulanır. Şayet bu usulle gerçekleştirilen tebligattan bir sonuç alınamazsa o halde sözleşmeye göre bununla da tebligat gerçekleştirilmezse o vakit Tebligat kanunu m.28’e göre ilanen tebligat yapılır. Tebligat Kanunu m.25/a’ya göre gerçekleştirilen tebligat usulünde her şeyden önce tebliğ evrakı doğrudan Türk vatandaşının bulunduğu ülke konsolosluk veya büyükelçiliğe gönderilir. Konsolosluk veya büyükelçilik bu evrakı muhataba tebliğ etmez onu muhafaza ederek kendisine hangi konularda nereden ne zaman tebligat yapıldığını içerir ve 30 gün içinde gelmezse ya da gelip almazsa tebligatın yapılmış sayılacağını içerir ihtardan oluşan bildirim gönderilir. Bu bildirim kişiye muhatabın bulunduğu ülkenin kanunlarına göre yapılır. Bildirimin tarafa yapıldığının belgelenmesi gerekir daha sonraki aşama olan kişinin tebligatı gelip almasının beklenmesi safhasına geçilsin. Hal böyle olunca da bildirimin o ülkenin yasal mevzuatına tabiiyeti bildirimin yapılması zorunluluğu noktasında sorunlar oluşturabilir. O ülkenin yasal mevzuatına göre bildirim yapılmış artık tebligat yapılmamış muhatabın bilgilendirilmediği sonucuna varılır. Bu durumda tekrar tebligat gönderilmesi gerekir. Ancak başarısız olunan usulden ayrı olarak muhatabın bulunduğu ülkenin 1965 tarihli La Haye Sözleşmesine taraf olup olmadığına göre sözleşme hükümleri ya da diğer düzenlemeler gereğince tebligat yapılmasına geçilmelidir.
Türk resmi memur ve Türk askeri şahıslarına da tebligatın daha hızlı yapılabilmesi maksadıyla özel düzenlemeler getirilmiştir. Bu kişilere yapılacak tebligatta Tebligat Kanunu m.27 hükümleri uygulanır.
Tebligat Kanunu madde 25/a’ya göre gerçekleştirilen tebligatların 1965 tarihli La Haye Sözleşmesinde düzenlenen doğrudan doğruya tebligatla eşdeğer olduğu kanısına varılmamalıdır. Sözleşmenin 10.maddesinde düzenlenen bu usule göre muhatabın adresine hiçbir aracı kurum araya katılmaksızın tebligatı göndermeye yetkili makamdan doğrudan iadeli taahhütlü mektup usulüyle tebligat yapılır. Oysa ki m.25/a’ya göre tebligatta tebligat konsolosluk ya da büyükelçilikte alıkoyuluyor muhatabın gelip alınması bekleniyor.
Av. Fadime GÜLDEN
BİBLİYOGRAFYA
(1) Çelikel ve Erdem, Milletlerarası Usul Hukuku, s.506.
(2) BOZDAĞ, 1965 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.287.
(3) 2003 tarihli kanun değişikliği yapılmadan evvel muhatabın konsolosluğa ya da büyükelçiliğe kötü niyetli olarak gelmediği ve kişinin bilgilendirilemediği bu sebeple de 1965 tarihli La Haye Sözleşmesine göre tekrar tebligata başlandığı bu da süreci çok uzattığı görülmüş ve kanun değişikliği ile bu durum giderilmiştir. Bkz. YILDIZ, 1965 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.24. Konstanz ve Ruhi, Avrupa Tebligat Hukuku,s.372-373.
(4) Çifte vatandaşlıkla Türk vatandaşı olan kişilere de bu hükümlere göre tebligat yapılır. Bkz. Günay, Türkiye'den yabancı ülkeye yapılan tebligat ve esasları, s.267.
(5) Mavi kartlılar bakımından ise bu kişilerin özel statülü yabancı oldukları bazı haklardan faydalansalar bile m.25/a’ya göre tebligatın yapılması başak bir ülke vatandaşı kişiye tebligatın bu şekilde olması o devletin egemenlik yetkisi alanına dahil olacağın yetki aşımına gelir denilmiştir. Bkz. İzmir BAM 5.HD, 2017/1556 E. 2018/211 K .14/02/2018 ‘’..söz konusu yabancılara (mavi kart sahibi kişilere) yurt dışında yapılacak tebligatlar bakımından bu kişilerin dış temsilciliklerimizce doğrudan tebligata tabi tutulmaları hâlinde bunun ilgili devlet açısından yetki aşan bir eylem olarak kabul edilebileceği, uluslararası hukuk açısından tebligata ilişkin konuların devletlerin münhasır yetkisi içinde bulunduğu, bu çerçevede bu kişilere yapılacak tebligatın yabancı ülke vatandaşlarına yapılan usulle yapılmasının daha uygun olacağı…’’https://www.lexpera.com.tr/ictihat/bolge-adliye-mahkemesi-istinaf-kararlari/hukuk daireleri/izmir-bam/5-hukuk-dairesi (erişildi: 06 12, 2023).
(6) Yıldız,1965 tarihli La Haye Sözleşmesi, s.26.
(7) Yıldız,1965 tarihli La Haye Sözleşmesi, s.26
(8) İbid.
(9) Türk vatandaşlığını çıkma suretiyle kaybeden kişilere m.25/a’ya göre tebligat yapılamayacaktır. Ancak bu kişiler yapılmış olan tebligat dilinin Türkçe olması vatandaşı olduğu ülke diline çevrilmeden gönderilen evrakın usulsüz olduğunu iddia etmesi hakkın kötü kullanımı mahiyetinde olacaktır. Bkz. Toker, Tebligatın Yapılması,s.124.
(10) Yargıtay 14 HD, 2016/8936 E. 2017/13664 K sayılı ve 10/10/2017 tarihli kararı “Dosyadaki belgelerden; Almanya'da ikamet eden davalının, mülga 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. maddesine göre Türk Vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği, çıkma belgesini aldığı 18.11.2002 tarihinde Türk Vatandaşlığını kaybettiği anlaşılmaktadır. Buna göre; davalının tespit edilen yurtdışı adresine Tebligat Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca tebligat yapılması gerekmektedir. Somut olayda ise; davalıya, yabancı ülkedeki Türk Vatandaşları hakkında uygulama yeri bulan aynı kanunun 25/a maddesi uyarınca tebligat çıkartılmış, ancak tebligat yapılamamıştır. Bu durumda, mahkemece; dava dilekçesinin, duruşma gün ve saatini bildirir davetiye ile birlikte Tebligat Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca davalıya tebliğ edilmesi ve bu suretle taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.’’https://karararama.yargitay.gov.tr/ (erişildi: 06 12, 2023).
(11) Bu maddeye göre tebligatta Adalet Bakanlığı (UHDİGM) aracı kılınmaksızın doğrudan Türkiye’nin ilgili dış temsilciliğine doğrudan evrak gönderilir. Bu da hem paradan hem zamandan tasarruf sağlar. Bkz.Bozdağ, 1965 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.287.
(12) YILDIZ, 1965 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.26.
(13) RUHİ, Tebligat Hukuku,s.577.
(14) İbid.
(15) YILDIZ, 1965 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.26.
(16) ATALI, Murat, İbrahim ERMENEK, ve Ersin ERDOĞAN . Medeni Usul Hukuku. Ankara: Yetkin, 2020.s.301.
(17) İbid.
(18) İbid.
(19) Bildirimin yapıldığının belgelendirilmesi tebligatın yapılabilmesinin bir nevi önkoşuludur. Bildirim yoksa tebligat da yok şeklinde bir sonuca ulaşmak pek tabi ki mümkündür.
(20) Yargıtay, 6 .HD, E.2015/5093, K.2015/6505, T.25/06/2015 ‘’… Amerika Birleşik Devletleri New York Başkonsolosluğuna yazı yazılarak gerekçeli karar evrakının tebliğinin istenmesi üzerine Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi uyarınca New York Başkonsolosluğu tarafından ilgilinin adresine gönderilen ihtarlı bildirim ABD posta idaresince "muhatap gönderilen ihtarlı tebliğ bildirimini postaneden teslim almaya gelmedi" gerekçesi ile konsolosluğa iade edildiği görülmüştür. Evrakın Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi uyarınca ilgilisine tebliğ edilmiş sayılabilmesi için o ülke mevzuatı çerçevesinde iadeli taahhütlü olarak gönderilen ihtarlı çağrı bildiriminin ilgiliye teslimi zorunlu olup, ihtarlı çağrı bildirimini teslim alan muhatabın 30 gün içinde konsolosluğa başvurmaması hâlinde tebliğ işleminin yapılmış sayılacağı kabul edilmelidir. Somut olayda New York Konsolosluğunca iadeli taahhütlü olarak gönderilen, çağrı kağıdı "muhatap gönderilen ihtarlı tebliğ bildirimini postaneden teslim almaya gelmedi" şerhi ile iade edilmiş olup bu durumda tebliğ işlemi yapılmış sayılamaz. Öte yandan Dairemiz geri çevirme kararında muhataba Tebligat Kanunu’nun 25. Maddesi uyarınca hükmün tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de mahkemece yine Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi uyarınca konsolosluk aracılığıyla tebligat yapılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu yöntemle muhataba tebligat yapılamadığı dosya arasında bulunan ve New York Başkolosluğunca farklı tarihlerde gönderilen yazılardan anlaşılmaktadır. Davalının yurtdışı yerleşim yeri adresinin bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri, 1965 tarihli Hukuki ve Ticari konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine dair sözleşmenin tarafı olup, Tebligat Kanununun 25. Maddesi, 1965 tarihli Lahey Tebligat Sözleşmesi ve Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 63/3 sayılı genelgesinin 36. Maddesi gereğince hükmün ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin adı geçen davalıya usulüne uygun olarak tebliği için….’’ http://kazanci.com.tr.
(21) Yargıtay 4.HD, E.2014/16283, K.2015/11768, T.20.10.2015.‘’…. M.. A..'ın yurt dışında oturduğu, gerekçeli kararın davalıya tebliğ edilmesi için Tebligat Kanunu 25/a maddesi gereğince 02/08/2013 tarihinde Fransa Başkonsolosluğu'na tebligat çıkarıldığı fakat davalıya tebligatın yapılıp yapılmadığına dair dosyada bilgi ya da belge bulunmadığı, yine davalı M.. A..'ın yurt dışı adresine doğrudan iadeli taahütlü posta gönderilerek tebligat yapılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır…. Bu kapsamda yurt dışında yaşadığı anlaşılan davalı M.. A..'a gerekçeli kararın Fransa Başkonsolosluğu aracılığı ile yapılması gerekmektedir. Mahkemece 02/08/2013 tarihinde Fransa Başkonsolosluğu'na gönderilen tebligatın akibetinin araştırılması, bulunamadığı takdirde, davalıya yeniden 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 25/a. maddesine uygun şekilde tebligat yapılması sağlanarak, temyiz süresinin beklenilmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE 20/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.’’ https://karararama.yargitay.gov.tr .
(22) RUHİ, Ahmet Cemal. «Türkiye'den Yurtdışına Yapılan Tebligat.» AÜEHFD, C VII, S. 1-2, 2003,s.530.
(23) RUHİ, Ahmet Cemal. «Türkiye'den Yurtdışına Yapılan Tebligat.» AÜEHFD, C VII, S. 1-2, 2003,s.530.
(24) Yıldız. 1958 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.31.
(25) Yıldız. 1958 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.31.
(26) Yıldız. 1958 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.31.
(27) Gaziantep BAM 3 HD, E.2018/1007,K.2018/1132, T.15/11/2018 https://www.lexpera.com.tr/ictihat/bolge-adliye-mahkemesi/gaziantep-bam
(28) Türkiye’den doğrudan tebligat yapılabilecek ülkeler; Amerika Birleşik Devletleri Antigua ve Barbuda Arnavutluk Bahamalar Barbados Belarus (Beyaz Rusya) Belçika Belize Birleşik Krallık (İngiltere) ve Kuzey İrlanda Bosna Hersek Botsvana Çin (sadece Hong Kong ve Makao Özerk Bölgeleri) Danimarka Ermenistan Estonya Fas Finlandiya Fransa Hollanda İrlanda İspanya İsrail İsveç İtalya İzlanda Japonya Kanada Kazakistan Kolombiya Letonya Lüksemburg Malavi Pakistan Portekiz Romanya Saint Vincent ve Grenadinler Seyşeller Slovenya. Bkz. https://diabgm.adalet.gov.tr/Resimler/Dokuman/482020103242
(29) Bozdağ, 1958 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.288.
(30) Toker, Tebligat Yapılması,s.133.
(31) Ruhi,Yurtdışına Yapılan Tebligat,s.525.
(32) Yıldız, 1958 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.26.
(33) Bozdağ,1958 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.288.
(34) Bozdağ,1958 tarihli La Haye Sözleşmesi,s.288.
Comments