Ankara Uyuşturucu Avukatı
Ankara Uyuşturucu Davası Avukatı
Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde
Uyuşturucu Avukatı olarak halk ağzında yaygınlık kazanan tanımlaması aslında uyuşturucu madde ile ilgili yapılan ceza soruşturma ve kovuşturmalarında kişilerin vekilliğini ve müdafiliğini yapan avukattır. Ankara Uyuşturucu Avukatı Türk Ceza Kanunu’nda 188-191. maddelerinde düzenlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve uyuşturucu madde ticareti suçlarından dolayı yapılan ceza yargılamasında tarafların avukatlığını üstlenen avukattır. Ankara Uyuşturucu Avukatı Delillerin toplanması ve toplanan delillerin hukuki olup olmadığını mahkemede sanık adına savunur. Uyuşturucu suçları alanında uzmanlaşmış avukat, yargılamanın her aşamasında gerekli incelemeleri yaparak maddi olaya ilişki tüm delilleri tespit eder. Uyuşturucu avukatı, bu delilleri lehe olacak şekilde yorumlayarak savunma yapar ve müvekkilin hak kaybını en aza indirmeyi amaçlar. Soruşturma aşamasında verilen ifadelerin, toplanan delillerin hukuka uygun yapılması için avukatla temsil edilmek önemlidir. Kovuşturma aşamasında mahkemenin yaptığı değerlendirme de dahil olmak üzere ceza yargılamasındaki uyuşturucu avukatının hukuki bilgi ve tecrübesinin dahil edilmesi gerekmektedir Yaşanan hak mağduriyetlerinin artmaması ve yargılamanın hukuka uygun yapılmasında Ankara uyuşturucu avukatından yardım alınmasını tavsiye ederiz.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde ile ilgili yasal düzenleme Türk Ceza Kanununda bulunmaktadır. İlgili suçun hangi mahkemelerde görüleceği ise şu şekildedir:
-
TCK madde 188’de düzenlenen uyuşturucu ticareti suçunun cezasının alt sınırı 20 yıl hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Bu durumda bu suç için görevli mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesidir.
-
TCK madde 190’da düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçunun üst sınırı 10 yıl olduğundan dolayı bu suç Asliye Ceza Mahkemesinde görülür.
-
TCK madde 191’de düzenlenen kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunda da görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir.
Uyuşturucu madde kullanma suçu ile uyuşturucu madde ticareti suçu hem suçun işleniş biçimi hem de öngörülen yaptırım halk dili ile yatarı bakımından farklılık göstermektedir. Nitekim uyuşturucu madde ticareti suçunu işleyen kişi 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Uyuşturucu madde kullanma suçunda ise kullanan kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Uyuşturucu madde kullanımında ERTELEME KARARI alınabilir. Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçunda Davanın Ertelenmesi, şüpheli hakkında hemen kamu davası açılmamasını, öncelikle dava açılmasının ertelenmesini, asgari bir, azami iki yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasını, gerekli görülmesi halinde tedavi uygulanmasını, bu süre zarfında yükümlülüklerine uyması halinde takipsizlik kararı verilmesini öngörmektedir. Bu sebepten dolayı suç tipinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Hangi suç tipinin meydana geldiğini tespit edebilmek için somut olaya ilişkin tüm hususlar bir arada değerlendirmek gerekmektedir. Bu kriterler;
-
Uyuşturucu maddenin miktarı, ( günlük ve yıllık kullanım miktarları belirlenmelidir.)
-
Uyuşturucu maddeyi başkasına satma ya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmemesi, (sunulan delillerin değerlendirilmesine dikkat edilmelidir.)
-
Uyuşturucunun bulunduğu yer, (depolama ve saklama alanları kadar bulunma sırasındaki yasal prosedürün izlenip izlenmediği bu tarz davaların seyri açısından önem arz etmektedir.)
-
Uyuşturucu maddenin bulunduruluş şekli ve biçiminden ibarettir. (paketlemeler ve paketlenme sayıları, yanında paketlemeye yardım edecek malzemelerin varlığı veya yoklu hususları)
Kısaca bahsetmeye çalıştığımız gibi uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanım ve satışı hakkında ciddi farklar olduğu gibi bu farkların gözetilmesi ve gerek savcılık gerekse mahkeme aşamasında ortaya konulması çok büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle bu tarz dosyalarda ilgili ve bilgili bir avukatlık ofisi ile çalışmak hayati önem arz etmektedir.
Uyuşturucu Davalarında Avukatın Önemi
Uyuşturucu suçları, Türk Ceza Kanunu'nda "uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu suçlar, genellikle ağır cezalarla cezalandırılmaktadır. Bu nedenle, uyuşturucu suçundan yargılanan kişilerin, haklarını korumak ve mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için bir avukattan yardım almaları büyük önem taşımaktadır.
Uyuşturucu davalarında avukatın önemi, şu şekilde özetlenebilir:
-
Avukat, şüpheli veya sanığın haklarını korur. Uyuşturucu suçları, temel hak ve özgürlüklere müdahale eden suçlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, bu davalarda avukat, şüpheli veya sanığın haklarının korunması için gerekli her türlü hukuki işlemi yapar. Örneğin, şüpheli veya sanığın gözaltına alınması halinde, avukatın müvekkilinin bilgilendirilmesi ve savunmasının alınması için hazır bulunması gerekir.
-
Avukat, delillerin toplanmasında ve değerlendirilmesinde yardımcı olur. Uyuşturucu davalarında, delillerin doğru toplanması ve değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Avukat, delillerin hukuka uygun şekilde toplanmasını ve değerlendirilmesini sağlamak için gerekli hukuki işlemleri yapar. Örneğin, avukat, arama ve el koyma işlemlerinin hukuka uygunluğunun incelenmesini talep edebilir.
-
Avukat, savunma stratejisi geliştirir ve savunma yapar. Uyuşturucu davalarında, savunma stratejisinin doğru belirlenmesi ve etkili bir savunma yapılması, sanığın lehine sonuç alınması açısından çok önemlidir. Avukat, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, dosyayı titizlikle inceleyerek, sanığın lehine olan tüm hususları tespit eder ve buna göre bir savunma stratejisi geliştirir.
Uyuşturucu davalarında avukatın önemini şu şekilde özetleyebiliriz:
-
Avukat, şüpheli veya sanığın haklarını korur ve savunur.
-
Avukat, delillerin toplanmasında ve değerlendirilmesinde yardımcı olur.
-
Avukat, savunma stratejisi geliştirir ve savunma yapar.
Bu nedenle, uyuşturucu suçundan yargılanan kişilerin, bir avukattan yardım almaları büyük önem taşımaktadır.
Yargıtay Kararları Işığında Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Kullanma Suçu-Ticareti
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ E. 2015/4593 K. 2016/105 T. 15.1.2016
ÖZET : Dava; uyuştucu madde ticareti yapma ve kullanmak için uyuştucu madde bulundurma suçuna ilişkindir. Sanığın diğer sanıkta ele geçirilen eroinle ilgili olduğuna ilişkin, adı geçenin soyut ve çelişkili beyanı dışında delil bulunmadığı; sonradan ele geçirilen 0,011 gramdan ibaret eroin ve 6-MAM içeren uyuşturucu maddeyi ise kullanmak için bulundurduğu yönündeki savunmasının aksine delil olmadığı dikkate alınarak, sanık hakkında; "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
KARAR :
A- ) Sanık M. hakkındaki hükmün incelenmesi;
Suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığına ''25.10.2014 ve 03.11.2014" yerine ''03.11.2014, 19.11.2014, 21.08.2014'' olarak yazılması, Mahkemece düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 Sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık M. ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, resen de incelenen hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK'nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, resen de incelenen hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- ) Sanık K. hakkındaki hükmün incelenmesi ;
1- ) Gerekçeli karar başlığına suç tarihinin "03.11.2014 ve 28.11.2014" yerine "25.10.2014, 03.11.2014 ve 28.11.2014" olarak yazılması,
2- ) 03.11.2014 tarihinde diğer sanık M.'te ele geçirilen eroinle ilgili olduğuna ilişkin, adı geçenin soyut ve çelişkili beyanı dışında delil bulunmadığı; 28.11.2014 tarihinde ele geçirilen 0,011 gramdan ibaret eroin ve 6-MAM içeren uyuşturucu maddeyi ise kullanmak için bulundurduğu yönündeki savunmasının aksine delil olmadığı dikkate alınarak, sanık hakkında; 03.11.2014 tarihli suçtan beraat, 28.11.2014 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu maddeden dolayı ise "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,
3- ) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 Sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükmün iptal edilen yoksunlukları da kapsaması nedeniyle, sözü edilen maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, resen de incelenen hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına, 15.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ E. 2010/52481 K. 2012/6129 T. 13.3.2012
ÖZET : Uyuşturucu madde ticareti yapma suçuyla ilgili olarak, suça konu uyuştucu maddenin ele geçirildiği gönderide, kendisine ulaşılmasını engellemek için gereçeğe aykırı bildirimde bulunularak ve takma isim kullanılarak yapılan eylemin suçu oluşturduğu gözetilmelidir.Ayrıca sanıkların nüfus ve adli sicil kaydı getirilmeden hüküm kurulması da hatalıdır. Diğer sanık yönünden ise uyuşturucu madde bulunan paketin, sanık tarafından geri alınması ihtimalinin bulunduğu zaman diliminde henüz kargo şirketinde bulunduğu sırada ele geçirilmiş olduğu anlaşıldığından, uyuşturucu made ihraç etme suçunun icra hareketleri gerçekleşmemiştir.
DAVA : Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
KARAR :
A) Sanık S.D. hakkındaki hükmün incelenmesi:
1-Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı getirtilmeden hüküm kurulması suretiyle CMK'nın 209. maddesine aykırı davranılması,
2-İçerisinde uyuşturucu madde bulunan paketin, sanık tarafından geri alınması ihtimalinin bulunduğu zaman diliminde henüz kargo şirketinde bulunduğu sırada ele geçirildiği anlaşıldığından, uyuşturucu madde ihraç etme suçunun icra hareketine başlanmamış olması nedeniyle, eylemin uyuşturucu madde ihraç ya da ihraca teşebbüs etme olarak kabulüne olanak bulunmadığı, uyuşturucu madde bulundurup nakletme suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
B) -Sanık NS.F. hakkındaki hükmün incelenmesi:
1- Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı getirtilmeden hüküm kurulması suretiyle CMK'nın 209. maddesine aykırı davranılması,
2- Olayla ilgili tutanaklara, aşamalardaki beyanlarına, dosyadaki diğer bilgilere göre sanığın, diğer sanık S.D'in uyarısını dikkate alarak suça konu uyuşturucu maddenin ele geçirildiği gönderide, kendisine ulaşılmasını engellemek için gönderici ve adres bilgilerini verirken gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğunun ve sonrasında kargonun akıbetini sormak için aradığında, "Melisa" takma ismini kullandığının anlaşılması karşısında; uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi yerine yazılı şekilde BERAAT kararı verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 13.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.